Merhaba. Üç ay önce burada (Giresun) beynimde 1,5 cm. lik hipofiz adenom (tümör) teşhisi konulmasıyla ilk zamanlar ben ve ailem kabus dolu günler yaşamıştık, Samsun’da yapılan ileri kontrollerde ise teşhisin hatalı olduğu anlaşılmıştı. Yine de 19 Mayıs Üniversitesi’ndeki doktorlarım üçer aylık dönemlerde beni kontrol altında tutuyorlar. Geçen hafta yine Samsun’daydım. Hazır buraya gelmişken haftasonu da araya girince TAMSAT Amatör Uydu İzleme İstasyonunu işleten radyo amatörü Sayın Ali ZÜMRÜT (TA6P) Bey’i de ziyaret etme fırsatı bulduk.
Bu yazımda sizlere hem kendisini, hem bir amatör telsizcinin yaşam alanını, hem de bir amatör uydu izleme istasyonumuzu tanıtmak istedim.
(Ali ZÜMRÜT (TA6P) Bey ile istasyonda )
Ali Bey ilk geldiğimizde de yakından ilgilenmiş ancak o karmaşada ziyaret imkanımız olmamıştı. Amatörler arasında tanışmak için, yardımseverlik için illaki birbirlerini görmek gibi bir durum yok. Birçoğu uzun zaman hiç birbirlerini görmeden, sadece telsiz haberleşmesinden seslerini tanırlar. Ama ne zaman karşılaşsalar sanki uzun yıllardır birbirlerini tanıyormuş gibi davranırlar. Aynı şekilde amatörlerin bulunduğu herhangi bir ile gidin. Aracınız mı bozuldu, yolunuzu mu kaybettiniz, bir sıkıntı mı yaşadınız açın telsizinizi kendinizi ve durumunuzu tanıtan genel bir çağrı yapın. Hiç birini tanımıyor olsanız bile telsizi ilk eline kapan, sesinizi ilk duyan imdadınıza yetişecektir. Tüm imkanlarını da seferber edecektir. Daha ilk cevap çağrısı bile kırk yıllık dost gibi sıcak ve samimidir.
Bu ziyarete kadar ben de Ali Beyi sadece web sitemizden tanıyordum. Haftasonu olunca kendisine telefon ettik ve ziyaret etmek istediğimizi bildirdik. “Geçen sefer görüşememiştik bu kez bari fırsatı kaçırmayalım” diyerek bizleri ailecek davet etti. Samsun’da yeni faaliyete geçen tramvay ile kısa bir yolculuktan sonra indiğimizde; kendi aracıyla bizi karşıladı ve eve geçtik. Evin önünde yeni arabadan inmiştim ki ev ve ağaçlar arasına gerilmiş bir HF anten bizi karşıladı. Bu tip anteni daha önce yakından görmemiştim, ne olduğunu sorduğumda Delta tip olduğunu öğrendim.
Ali Bey ve değerli eşi çok tatlı insanlar. Kendimi yanlarında sanki büyükbabamın ziyaretine gitmiş kadar rahat hissettim. Çaylar geldi ve bir süre sohbet ettik. Durumumla yakından ilgilendiler ve her zaman yardıma hazır olduklarını yinelediler.
İkramdan sonra Ali Bey bizi istasyonuna davet etti. Bizi amatörlerin istasyonlarının tipi, şekli, büyüklüğü, içindekiler ne olursa olsun önemli değil. Her amatör için istasyon demek; bir kale, bir sığınak, kendisini en iyi hissettiği ve en çok zaman geçirmek istediği yer demektir. Gelen ziyaretçilerini istasyona davet edip tanıtmak, amatör telsizcilik hakkında bilgi vermek bizde gelenektir. Gördüğünüz herşeyi sorun, bıkmadan cevap verirler. Hani bazen derler ya; “aman şuna dokunma, aman buna dokunma” biz de tam tersidir. Amatör aksine dokunmanız, incelemeniz için sizi teşvik eder. Amatör lisansınız olmasa bile derneklerde veya bir “A” lisans belgeli radyo amatörünün nezaretinde -eğer haberleşme çok yoğun değil ise kısa süreliğine- telsiz ile çağrı yapıp, karşı istasyonlarla da görüşebilirsiniz. Ben de amatör olmadan önce ilk uzun mesafe haberleşmemi de bu şekilde yapmıştım.
Amatörler, eğer siz de bir amatör iseniz istasyonunu kullanmanızdan onur duyarlar. Siz nezaketen kullanım için müsade istediğinizde, o çoktan sizin için cihazları açmaya başlamıştır bile.
Evet. Şimdi bizim için büyülü odada, yani istasyondayız. İlk anda içeri girdiğimde kendimi kaybedecek gibi oldum. Ali Bey’in ben daha sormadan “istediğine bakabilirsin Serenay” demesi ile kendime geldim. Tüm cihazlar raflara muntazam döşenmiş, kablolar iyice saklanmış sade ve karmaşık olmayan bir istasyon.
İhtiyaç olan tüm malzemeler mevcuttu. O telsizler, güç kaynakları, kondansatörler, bir çok amatör deneme yapılan irili ufaklı üretimler… Hepsi birbirinden harikaydı.
Hele ki bir telsiz vardı ki, Facebook’ta videosunu da paylaşmıştım. Bu bir ICOM 756 PRO III. Çok tatlı bir telsiz, hiç sesi çıkmasa bile ekranını açıp gece lambası gibi sadece zevkle bakabilirsiniz. İleride kendi HF istasyonumu kurduğumda ilk hedefim bu tip bir cihaz olacak.
Aklıma hazır cihaz açılmışken 20.1 MHz. frekansına geçip kısa bir süre AM bandında dinlememe müsaade edip edemeyeceğini sordum. Kendisi de seve seve kabul etti. Bu frekans Jüpiter için en uygun frekanslardan biri takımım (TAMSAT-Bilim) için. Duyulan ağaçkakan tipi sesler Jüpiterin “L” tip patlama seslerine benzese de yanımda gerekli yazılımlar olmadığı ve tam gezegen konumunu tam bilmediğimiz için emin olamadım.
Bu arada ben de ona TAMSAT-Bilim olarak yaptığımız radyo astronomi ve diğer bilim teknik çalışmalarımızdan, üzerinde çalıştığımız, gelecekte yapmayı düşündüğümüz çalışmalardan bahsettim. O da bizimle gurur duyduğunu ve çok mutlu olduğunu, ülkemizin geleceği için bizler gibi gençlere ihtiyacı olduğunu söyledi. O an kendimle ve lideri olduğum takımımla bir kez daha gurur duydum. Hatta o arada dilersek çalışmalarımızda kullanabileceğimiz bir aktif anten çalışmasını da gösterdi.
Kendisinin anlattığına göre; hurdacıdan bulduğu parçaları birleştirerek, yurtdışından parçalar getirterek bu telsizleri yeniden canlandırmış.
Bu istasyon, aynı zamanda TAMSAT Amatör Uydu İstasyonu olarak hizmet vermekte. Kontrol edilebilir anten ve çeşitli yazılımlarla hemen hemen bir çok amatör uydu izlenebilmekte. Şu an (12) istasyon var ve Türkiye’de değişik noktalarda bulunmakta. Haberleşme ağı içerisinde sürekli birbirlerine çalışmalar hakkında bilgi verilmekte. Bu izleme kayıtlarının bir kısmı da zaten sitede yayınlanıyor. Dilerseniz istasyonlara buradan, dosyalara ise buradan ulaşabilirsiniz.
Dünyanın herhangi bir yerinden her yeni fırlatılan amatör uydunun koordinatları TAMSAT tarafından kendilerine öncelikli olarak iletilmekte ve izleme çalışması başlatılmakta. Sonra TAMSAT, uyduyu fırlatan ekiple de irtibata geçip güncellenen koordinat ve çalışma hakkında bilgi almakta zaman zaman bunları onlara güncelleme için yayınlamaktadır. Özel bir çalışma istenmediyse istasyonlar normal şartlarda sürekli İTÜ tarafından üretilen ve benim de ilk dinleyenlerden biri olmakla gurur duyduğum ITUpSAT1 uydumuzu izliyorlar.
Sonra gözüm QSL kartlarına takıldı. Aman Allah’ım ne kadar da çok kart vardı öyle!
Neredeyse tüm Dünya ülkelerinden gelmişti ve hepsi çok şirin görünüyorlardı. Amatör olmayanlar bazen bunları pul kolleksiyona benzetir. QSL kartlar bizim için önemli ve özeldir. Bir pul gibi sadece bir ülkeyi temsil etmez. QSL kart geldiği ülkeyi, kültürünü, uzak oluşunu, ordaki amatörün ruhunu anlatır. Hepsinden önemlisi birbirini hiç göremeyecek kadar uzak olan iki amatörün sadece seslerini duydukları için bile birbirlerine olan sevgi ve saygısını ifade eder.
Bu kartlar normalde haberleşme teyidi için gönderilir ancak Ali bey kendi QSL kartlarından ikisini ziyaret anısı olarak bana verdi. O an çok mutlu oldum.
Nostalji… Eski cihazların radyo amatörlerinde yeri bambaşkadır. Bu cihazları her yerde bulamazsınız. Çoğu kez hurdaya ya da bir kenara atılmış halde bir amatör tarafından bulunur ve yeniden çalışır hale getirilir. Kıymetini bilenler için en yeni cihazdan bile daha değerlidir onlar için. Tabi hep baş köşede dururlar. İşte tıpkı aşağıdakiler gibi. Üst üsta raflara yerleştirilmiş alıcı verici Collins KWM-2A Transceiver, güç yükseltici bir Collins 30L-1 LineerAmp, Alıcı Collins 5IS-1 Receiver, 650 Wattlık bir suni yük (Dummy Load) ME-165, CNA02002 Anten Tuner…
Ben yine QSL kartlar dünyasına dönerken Ali Beyler de bizimkilerle koyu bir sohbete daldılar. Zamanın nasıl geçtiğini anlamamışım. Hava kararmaya başlayınca müsade istedik. Bizi kaldığımız otele kadar bırakma nezaketi gösterdiler. Bir dahaki sefere görüşünceye kadar kendilerine bir kez daha buradan teşekkür ve saygılarımı sunuyorum.
Bir ziyaret anısı da böylece tamamlandı. Eğer dışarı çıktıysanız sadece etrafınıza, çiçeklere, böceklere bakmayın. Ara sıra gözünüz çatılara da baksın. Uzun ip gibi gerilmiş antenler, yanyana değişik tip antenler görüyorsanız bilin ki orada bir amatör yaşıyordur. Siz ondan, o sizden habersiz olsa da bir doğal afette, bir acil durumda ilk yardıma koşacak O’dur, yani bir radyo amatörü…
